Acımasız bir mafya lideri olan Sedat Can kardeşinin evleneceği kadını kaçırmaya karar verir. Ancak ortada çok büyük bir hata vardır. Yanlış kadını kaçırmıştır! Kısa sürede gerçekler açığa çıksa da, Deniz'in kendisini kandırmasına sinirlenen Sedat'ın aklında tek bir şey vardır: Eğer Deniz bakireyse onu aşığı yapacaktır. Deniz mafyanın aşığı olacak ve her gece Sedat, Deniz'in yatağına uğrayacaktır. *** "Eğer bakire değilsen, namusun lekelenecek. Çünkü buradan ayrılmadan önce herkes senin benim metresim olduğunu öğrenecek. Böylelikle ben de senin ve kardeşinin dersini vermiş olacağım. Bu benim açımdan keyifli olacak, senin gibi bir güzelle gönlümü eğlendirmiş olacağım. Bir daha bir başkasına oyun oynamadan önce artık iki kere düşünürsün. Sana verdiğim hayat dersini de anlarsın umarım. Bir daha herkesle oyun oynanmayacağını anladın mı, Deniz Hanım?" dedi. Deniz, adamın sert ve haşin yüzüne bakarak duyduklarına inanamıyordu. Başı dönüyor, gözleri kararıyordu. Bulabildiği en yakın yere çöktü ve korku dolu bakışlarını Sedat'a dikti. "Size inanamıyorum," diye fısıldadı. Daha sonra sesini yükselterek, "Kesinlikle inanamıyorum. Beni korkutmaya çalışıyorsunuz, ama korkacak değilim!" diye bağırdı. Sedat gülerek, "Yapacaklarımı engelleyemezsin," dedi. Şimdi sesi daha yumuşaktı. Adam, söylediklerinden keyif alıyor gibiydi. Kin ve nefret dolu havası gitmiş, ilgisiz bir tavra bürünmüştü. "Beni niyetimden caydıramazsın, bunu bilmiş ol, Deniz," dedi. Tam kapıdan çıkacakken geri döndü. "Ha, bu arada evde ki korumalardan medet umuyorsan, onlardan da yardım göremezsin. Böyle bir şeye asla cüret edemezler. Onların ve senin efendisi benim, ve benim sözüm kanundur." Sedat'ın söyledikleri Deniz'in soluğunu kesmişti. Derin derin nefes aldı, ama sesi çıkmadı. Gözlerini dikmiş, kendisini baştan aşağı süzen Sedat'a bakıyordu. Bir süre Deniz odada yalnız kaldı ve kendini toparlamaya çalıştı. Duydukları inanılacak gibi değildi. Az sonra kapısı açıldı. Sedat, yanında bir koruma ile birlikte gelmişti. Onu haşince kolundan tutarak odadan çıkardı. Deniz aşırı korkmuştu, çaresizce ona denileni yapıyordu. Şimdi merdivenlerden en üst kata çıkıyorlardı. Anladığı kadarıyla bu yapı üç katlıydı. Az sonra büyük, geniş ve temiz bir yatak odasına girdiler. Koruma kapının dışında kalmıştı. Sedat kapıyı kapattıktan sonra, "Artık yeni yuvan burası," dedi. Biraz sert bir gülüşle, "Yeni aşk yuvamız," dedi. Deniz'in kehribar gözleri şimdi öfke saçıyordu. "Sen resmen çıldırmışsın. Eğer bir şey yapmadan ırzıma geçmene izin vereceğimi sanıyorsan, yanılıyorsun!" dedi. "Ömrü hayatımda bu kadar vahşice bir şey duymamıştım. Bütün bunların hepsi kardeşin kardeşimle evlenecek diye mi? Ve kaçtıkları için mi?" "Kes o sesini!" diye bağırdı Sedat. "Hiç bir şey bilmiyorsun. Saçma sapan konuşma! Bundan sonra ne kardeşinin ne de kardeşimin adını senin ağzından duyacağım. Bu oyunu bana oynamadan önce düşünecektin."