Talya, hayal gücü sınırsız, genç bir yazardır. Geceleri gördüğü gölgeler, uyanıkken bile peşini bırakmayan fısıltılar ve yazdığı karanlık karakterler artık rüyalarıyla gerçeği birbirine karıştırmasına sebep olmaktadır. Her gece aynı silüeti penceresinin önünde görür; ama bunu hayal sandığı için hiçbir zaman sorgulamaz. Ancak Talya’nın "hayal" dediği gölge, aslında gerçektir. Tuna… 24 yaşında, İtalya’nın en korkulan mafya lideri. Sessiz, soğukkanlı, acımasız… Ama Talya’ya karşı yıllardır içinden atamadığı karanlık bir takıntı taşımaktadır. Onu ilk kez gördüğünde karar vermiştir: Bu kız, onun kaderidir. Her gece saat tam üçte Talya’nın odasının önünde belirir. Onu izler, nefes alışını ezberler, uyurken dudaklarının kıpırtısında huzur bulur. Talya’yı korur, sahiplenir ama asla varlığını belli etmez. Bir gün Talya, Tuna'yı yarı uykulu hâlde görür. Ancak o an bile, onu gerçek değil, zihninin bir oyunu sanır… Ve böylece her gece aynı soru yankılanır Talya'nın içinde: "Hayal mi, gerçek mi?"